Sembolik de olsa, İngiltere’de, kraliyet makamının varlığından haberdarsınızdır diye düşünüyorum. Hakkında birçok film, dizi, belgesel yapılan o gizemli kraliyet hayatından bahsedeceğiz bugün. Ana öznemiz de merhum prenses Lady Diana olacak. Kıyafetinden duruşuna, konuşmasından yaptıklarına kadar Prenses Diana ve gizemlerini irdeleyeceğiz bu yazımızda. Lady Diana Kimdir? Galler Prensesinin hayatı nasıldı? Prenses Diana nasıl bir evlilik yaşadı? Diana’nın ölümünün ardındaki sır perdeleri aralandı mı? Sorularına yanıtlar arayacağız. Diana Spencer ve kuralları alt-üst eden karmaşık hayatını keyifle okuyacağınızı umuyorum. Arzu ederseniz başlayalım.
İlginizi Çekebilir! Hollanda Nasıl Bisiklet Ülkesi Oldu? Fosil Yakıtın Sonu Geliyor
Yazımızda Neler Var?
Lady Diana Kimdir?
Kraliyet ailesinde gelmiş geçmiş en özgün kişilerden biriydi Lady Diana. Yıllar boyunca hem evliliği hem hastalığı hem de verdiği röportajlarda hep kendinden bahsettiren bir ikonaydı o. Öyle ki ölümünden on yıllar sonra bile kendinden bahsettirmeye devam ediyor. Kimilerine örnek oluyor kimileri ise hayatından ders çıkartıyor.
Diana Spencer yani Lady Diana yani Galler Prensesi yani halkın prensesi 1 Temmuz 1961’de İngiltere aristokrasisinin göbeğinde dünyaya geldi. Yani o da bir soyluydu. Annesinden, babasından ve kardeşlerinden teker teker bahsederek yazıyı sıkıcı hale getirmek istemiyorum. Ailesi ile ilgili belirtmem gereken en önemli şey şu ki; Diana küçük yaşlardayken annesi ve babası boşanıyor ve Prenses Diana ’nın çalkantılı hayatı başlıyordu.
Diana 7 yaşında okula başladığında ders çalışmaya çalıştıysa da bazı sınavları hiç geçemiyordu. Sonradan ekranlarda sakinliği ve dinginliği ile boy göstermesine rağmen küçüklük zamanlarında oldukça yaramaz olduğunu belirtmem gerekiyor. Okulda ders çalışmak yerine büyük arkadaş grubuyla vakit geçirmeyi tercih edermiş.
Bunun nasıl değiştiğini, hayatının başka bir yola nasıl girdiğini, bir zamanlar ablasının flörtü olan adamla nasıl evlendiğini anlatalım biraz da değil mi?
Prenses Diana ve Çalkantılı Hayatı
Gelelim Diana’nın fırsatlarla dolu olduğu düşünülen ama içten içe pek de öyle olmayan hayatına. Dediğim gibi anne ve babası boşanınca hayatı allak bullak oluyor prensesimizin. Boşanmanın ardından annesi Diana ve bir kardeşini de alıp Londra’da bir apartman dairesine taşınıyor. O yılın sonunda kardeşler Noel için babalarını ziyarete gittiğinde ise Baba Spencer çocuklarını geri göndermeme kararı alıyor. Anne ne kadar çocukları almak için dava açsa da Spencer ailesinin nüfusu ağır bastığından başarılı olamıyor. O zamanlar henüz bir çocuk olan Diana da annesi onları terk etti diye düşündüğünden mutsuz bir çocukluk geçiriyor. Büyük babalarının vefatıyla Kont olan babasının yanında adının önüne Lady unvanı eklenmiş oluyor ama bu onun mutlu bir çocuk olmasına vesile olmuyor.
Hala Okumadınız Mı? Almanya 2. Dünya Savaşını Kazanmış Olsaydı…
Babası daha sonraları bir evlilik daha yapıyor ve bu durum Diana’nın psikolojisini daha da etkiliyor. Üvey annesiyle pek yıldızı barışmayan prenses Diana , içine kapanık bir ruh haline bürünüyor. Öyle ki babasının düğününde üvey annesiyle kavga ettiği ve üvey annesinin ölümünden ancak kısa süre evvel barıştıkları aktarılıyor. Bununla birlikte diğer kardeşlerin de arası üvey anneyle iyi değilmiş. Hal böyle olunca babasının yanında çok kalmak istemeyen kardeşler İskoçya(annesinin yaşadığı yer) ve İngiltere arasında mekik dokuyorlar.
Ablasının Flörtü Olarak Tanıyor
Tüm bunlar yaşanırken o daha 16 yaşındaydı ileride kocası olacak kişiyle de o zamanlar tanıştı. Charles’ı ilk kez ablası Lady Sera’nın flörtü olarak tanıdı. Sonradan Sera Onun için asla evlenmeyi aklımdan bile geçirmediğim biri diye bahsetmişti. Zaten Diana da hep ablasına özenir onun gibi yaşamak istermiş.
18.doğum günü için babası bir apartman dairesi alarak Diana’ya hediye ediyor ve Diana arkadaşlarıyla burayı paylaşmaya başlıyor. Bu arada Londra’da kalırken yemek yapmayı pek sevmese de yemek kursuna yazılıyor. Diğer taraftan da dans eğitimi alıyormuş. Hemşirelik Okulu’nda çalışıp evli arkadaşlarının evinde temizlik yapıyormuş. Yani oldukça da aktif bir hayatı olduğundan söz edebiliriz. Bu sırada Prens Charles 30 yaşına ulaşmış ve evlenmesi için baskılar artmışken buna en uygun adayın Diana olduğuna karar veriliyor. Kraliyet evliliği için yasal olarak tek istek gelinin Katolik kilisesinden olmaması ve bunun yanında geleneklere göre Protestan olması gerekliymiş. Bunların yanında İngiltere Kilisesi’nin üyesi olması da gerekiyormuş. Gelin adayının Soylu bir ailenin mensubu olması da tercih sebebiymiş ve Diana tüm bu özelliklere sahip bir aday olarak karşımıza çıkıyor.
Bu Yazımız Tam Size Göre! Sensör Nedir? Arabaların Duyu Organlarını Biliyor Musunuz?
Galler Prensesi Diana
Haberler yayılınca magazinler tüm kamera ve mikrofonla bu çifte odaklanmış. Spencer tarafı ve Kraliyet Ailesi bu evliliğe sıcak baktığını açıklamışlar. Çift 24 Şubat 1981’de nişanlandıktan sonra aynı yılın 29 Temmuz’unda tüm dünya televizyonlardan naklen verilen bir düğün töreniyle dünya evine girmişler. Yaklaşık 1 milyar kişinin izlediği düğünle Diana artık Galler Prensesi oluyormuş.
İlginizi Çekebilir! Kompozit Malzemelerin Üretim Yöntemleri
20 yaşında yaptığı bu evlilik sürseydi gelecekte Birleşik Krallık tahtının kraliçesi olacaktı…Başta evlilik hayatına adapte olmasının zor olduğunu ancak ilk oğulları William’a hamile kalmasıyla biraz rahatladığını anlatmış röportajın birinde. 21 Haziran 1982’de de William’ı kucağına aldı ancak kayıtlara göre de doğumdan sonraki dönemde evliliğinde çok mutlu olamamış.
Prenses Diana ve Camilla
Zaten evlendiği adamın başka birine âşık olduğu da biliniyordu. Camilla Parker Bowles… Çocuklarının dünyaya gelmesi bile Prens Charles’ın Diana ile ilgilenmesine neden olamamış. Prens onu tanımaya vakit harcamamış. Evlilikleri duygusal bir bağ olmak yerine bir iş ortaklığı gibi devam etmiş. Prensesin evlenmeden önce zaten halihazırda olan bulimia hastalığı da bu yüzden gittikçe kötüleşmiş. Ancak ikinci çocukları Harry dünyaya geldiğinde evlilikleri tam bitme aşamasına gelmişti.
Diana yıllar sonra o zamanlar için evliliğin bitmiş olduğunu açıklamıştı. Prenses kocasının ilgisini çekmek için kendine zarar bile veriyordu ama Charles hiç oralı olmuyordu. Dahası âşık olduğu kadınla görüşmeye devam ediyordu. Bu yüzden Diana ve Charles 92 yılında ayrı evlerde yaşamaya başlıyordu.
Sona Giden Yolda Cesaret Simgesi
Prenses Diana bir taraftan sıcakkanlılığıyla diğer taraftan yaptığı hayır işleriyle öteki Kraliyet Ailesi mensuplarına göre tutunduğu farklı tutumu ve samimiyetiyle yüzbinlerin kalbine taht kuruyordu. Kraliyet tahtından gitgide uzaklaşıyordu. Geçirdiği bu zor zamanları, ailenin içindeki çalkantıları samimi bir dille anlatmak için bir biyografi kitabı çıkartıyordu. Bu arada çiftin arasına başka insanlar da giriyordu. 1995 yılında yine tüm içtenliğiyle hayatını anlattığı BBC kanalında yayınlanan röportaj yıldırım etkisi yaratıyordu.
Röportajdaki samimi ifadeleri kraliçeyi kızdırıyordu. Daha önce hiçbir prenses hayatını o kadar net şekilde açıklamamıştı. Bu sebeple Kraliçe yakınlarına artık boşanma vakitleri geldiğini bildiriyordu. Çift 28 Ağustos 1996’da resmen boşanıyordu. Bu boşanma ikisinin de evlilikleri sürerken görüştükleri insanlarla daha aleni şekilde görüşmelerine fırsat veriyordu. Diana’nın bir süre sonra Dodi el-Fayed ile ilişkileri başlıyordu. Bu sırada birlikte yaptıkları tatiller ya da yan yana oldukları her an paparazziler peşlerini bırakmıyordu.
İlginizi Çekebilir! Evrensel Anlamları ile Renkler Ve İnsan Üzerindeki Etkileri
Bundan sıkılan çift Paris’e dönerek el-Fayed’ in babasına ait hotelde bir süre magazinden uzak zaman geçirmek istiyordu. 31 Ağustos 97’de ise artık eve dönmek için öğlen 12.30’da hotelin arka kapısından çıktıklarında yine paparazzilere yakalanıyorlardı. Bu şokla birlikte şoförleri yolu şaşırıyor ve karanlık bir tünele giriyordu. İşte bu tünel prenses Diana ve Dodi’nin sonu oluyordu.
Halkın Prensesine Veda- Prenses Diana
Bir kaza yapıyorlar ve çift olay yerinde hayatlarını kaybediyordu. Sağlık ekiplerinin uzun çabaları da prensesi hayata döndürmeye fayda etmiyordu. Bu kazanın kimi çevrelerde aslında bir suikast olduğu düşünülse de yıllardır bunu kanıtlayan bir delil bulunamadı. Milyonların naklen izlediği düğünüyle dünya evine giren Lady Diana yine milyonların izlediği cenazesi ile uğurlanıyordu. Eylül 1997’de İngiltere’de toprağa verildi.
Onun vefatının ardından altı gün resmi yas ilan edildi. Kraliyet ailesinin en kendine münhasır ferdi idi. Öyle ki kendinden sonra gelen prenseslere de ilham kaynağı oldu. Finansal olarak kraliyet ailesinden ayrılmaya karar veren Megan Markle’nin kıyafetlerinden takılarına ve hatta bu sansasyonel ayrılış kararına kadar pek çok alanda fikir annesi oldu bile denebilir.
Güzelliği yanında özgüveni ve bağımsızlığıyla her renge ve kimliğe saygı duyan Lady Diana, bugün de hala sevgi ve saygı ile anılıyor.
Hala Birçoklarına İlham Kaynağı
Kim derdi Diana, dünyaya geldiğinde onun hem yaşamı hem de ölümüyle tüm dünyayı etkileyecek bir kadına dönüşeceğini? Ancak Diana’yı halkın prensesi haline getiren evlilik, onun ölümünü de hazırladı.
Prens Charles prenses Diana ‘ya hiçbir zaman aşk beslemedi. Kraliyet kurallarına uygun bir evlilik yapması gerekiyordu ve kurban Diana oldu. Camilla evli ve yaşlı olduğu için kraliyet ilişkilerini onaylamadı. Yine de görüşmelerine engel olamadılar.
Oldukça ihtişamlı bir hayatta hiçbir zaman kendini güvende hissetmedi Lady Diana. Kraliyet ailesi onu hiçbir zaman arasına almadı. Bunu verdikleri röportajlarda da açıklamaktan sakınmadılar. Prenses Diana onlar için hep bir sorundu. Kaprisli, şımarık, hiçbir şeyden tatmin olmayan küçük bir kız gözüyle baktılar. Diana mutsuzluğunu ve kimsesizliğini hastalığıyla dışa vurdu. Sessiz çığlığını duyan olmadı.
Hayatı boyunca birçok yardım etkinliğine katıldı. Irk ayrımının önüne geçmek adına birçok ses getiren etkinlik düzenledi. Halkın arasına inmekten, kimsesizlere ve yaşlılara ulaşmaktan çekinmedi. Hastalarla birebir temas kurdu, korkmadı. Böylesine otoriter ve güçlü bir aileye rağmen bağımsızlığından ödün vermedi.
Prenses Diana ‘nın cesur karakterinin asırlar boyu hatırlanmasını dileyerek saygıyla anıyoruz.
Bir yazımıza daha veda ederken Prenses Diana’nın kısa ama özel hayatını sizlere aktarmaya çalıştık. “Prenses Diana Kimdir ?” diye sorarken aslında görünüşünden ya da yetkilerinden çok, karakterini ön plana çıkarmaya çalıştık. Bilimsel yazılarımızın yanında bazen bu tür içeriklerle sizleri şaşırtmayı da amaçlıyoruz. Umarız keyif almışsınızdır. Bizimle kalın…
Kaynak: https://listelist.com/diana-spencer-hikayesi/
.
+ There are no comments
Add yours