Yeni bir seneye giriş yapacağız. Taze umutlarımızın olduğu, en çok da sağlık dilediğimiz bir giriş olacak. Bu kez 10’dan geriye sayarken, gerçek bir son olmasını dileyeceğiz geride bıraktığımız yılın. Dönüp, tüm yıl olan biteni özetlemeyeceğim. Zaten herkesin hafızasında derin izler bırakan, kimileri için milat; birçoğu için de unutulmasını isteyeceği bir sene oldu. Konuya bir kapanış ile giriş yapmak epey enteresan olsa da konumuzla bağlantılı olduğunu söylemeden edemeyeceğim. Bugün bilgilendirici bir yazıyla karşınızdayım. Eğer yılın son günlerine kadar sapasağlam kalabildiyseniz, size varlığını sürdürmekte olan bir adadan bahsetmek istiyorum. İzmir Karantina Adası dediğim zaman kaçınızın kafasında belirgin tanımlar oluşuyor? Karantina Adası’nın hikayesini biliyor musunuz? Gelin beraber İzmir Karantina Adası hakkında birbirinden ilginç bilgileri barındıran yazımıza başlayalım.
Sır şimdi gözyaşları, saadet dilekleri
Necati Cumalı
Bize gelen yüzyılların hikâyesi sır
Eski İzmir diye ne varsa şunun bunun bildiği
Yaşlıların kırık dökük anlattığıdır
Şairin belirttiği kırık dökük anıların etrafında yol alacağız bugün. İzmir’ in en nahif ilçelerinden biri olan Urla ‘dan geçecek yolumuz. Fotoğrafta da gördüğünüz adacıktır durağımız. Karantina Adası. Sağ tarafında kıyıyla bağlantısını sağlayan bir dolgu yol vardır. Siz de adaya bakınca benim gibi çam ve zeytin ağaçlarının kokusunu aldınız mı? En durgun havada dahi, hafiften bir esinti kaplar dört tarafı. Son demlerinde Urla Devlet Hastanesi ev sahipliği yapar bu adaya. Peki geçmişi? Sahi nedir İzmir Karantina Adası ‘nın hikayesi?
İlginizi Çekebilir! Yaşanılacak En Güzel Ülke -Sanki Başka Bir Dünya: Küba
Yazımızda Neler Var?
Sonu Alınamayan Salgın Hastalıklar ve Karantina Adası ‘nın Rolü
Karantina Adası , ismini Osmanlı Dönemi karantina teşkilatının en önemli istasyonlarından birine ev sahipliği yapmasıyla alıyor. Ticaretin ekonomik ve kültürel katkılarının oluşunun yanında bazı olumsuzlukları da getirdiğini söylemek gerekir. Mesela bir salgın hastalık olduğu zaman, o dönem Marsilya limanından sonra en önemli liman konumunda bulunan İzmir limanı da bu durumdan olumsuz etkilenebiliyordu. Takdir edersiniz ki 17.yy’dan başlayarak yoğunlaşan deniz ticareti faaliyetleri İzmir’e zenginlik kadar felaketler de getirmiştir.
Avrupa’yı kasıp kavuran veba salgınları ve çeşitli hastalıklar tavan yaparken biz öyle bir merkez kurmuşuz ki bugün dahi gurur kaynağımız oluyor.
Her tür hastalığın ticaret gemileri vasıtasıyla taşınmasıyla, yolcu, mürettebat hatta bu mikroba bizzat neden olan kemirgenler nedeniyle zaman zaman İzmir’de de büyük felaketler baş göstermiş.
Avrupa’dan gelen salgınlar her ne kadar etkili olsa da İzmir’de tam teşekküllü bir karantina teşkilatının kurulmasına esas sebep bu olmamıştır. Ana nedeni aradığımızda ise karşımıza hacı kafilelerini taşıyan gemilerin Hicaz limanlarından taşıdığı kolera salgınları çıkmıştır. Bu salgınlar binlerce kişinin hayatını kaybettiği felaketlere dönüşmüştür.
İlginizi Çekebilir! Azerbaycan Nasıl Bir Ülkedir? Ermenistan İle Arasındaki Sorun
İzmir’de İkinci Durak : Karantina Adası
Dünya üzerinde en önemli ikinci limandan bahsediyorum. Önemini siz düşünün. Hal böyle olunca ilk karantina istasyonu bugün ismi tramvay durağı sayesinde şehrin unutturulan belleğinde yeniden canlanan Karantina semtinde kurulmuş. Ama yıllar geçtikçe artan nüfus ve semtin 19.yy’da iskana açılması istasyonun taşınmasını elzem kılmıştır. Böylelikle istasyonun, Urla Karantina Adası’na taşınmasına karar verilmiştir.
Peki Urla’daki Bu Adanın Seçimi Rastgele Mi Olmuştur?
Tabii ki bu noktanın seçilmesi ise rastgele olmamıştır. Ada, konum olarak İzmir Körfezine, dolayısıyla İzmir Limanına girişi kontrol eden stratejik bir noktada yer alır. Dahası bu eşsiz ada, antik çağlardan itibaren şifalı kaynak sularıyla bağlantısı, tertemiz havası sebebiyle her zaman sağlık durağı olmuştur.
Mübadele öncesi Urla’sında ikamet eden bir Rum tarafından kaleme alınmış bir kaynakta, adanın güneş-deniz tedavisi uygulaması yapılan (thalasso terapi) bir merkez olduğu, bugün de sıtma suyu diye bilinen yerden gelen kaynak suyunun buradaki bir ayazmaya ulaştığı anlatılır.
İlginizi Çekebilir! Kitap Okumayı Sevmeyenler İçin Altın Tavsiyeler
İzmir Limanına gelecek ticaret gemileri zamanla, ilk olarak Karantina Adası ‘na uğruyorlar. Gerek yolcular gerek mürettebatın kıyafetleri yukarıda görmüş olduğunuz kazanlarda dezenfekte ediliyordu. Yolcular peştamal ve takunya ile banyoya geçiyor, sabun ve dezenfektanlarla Türk usulü yıkanıyorlardı. Daha sonrasında buhar kazanlarından çıkan kıyafetlerini giyiyorlar ve doktor kontrolünden geçiyorlardı. Sağlıklı insanlar yolculuğa devam ediyor, hasta olanlar ise Karantina Adası’nda kalıyordu. Eğer adada hayatını kaybedenler olursa sönmüş kireç dökülmüş, derin mezarlara gömülüyordu.
250-300 sene evvel sahip olduklarımızı veya yaptıklarımızı düşününce, bugün salgın hastalıklar konusunda ne kadar aşama kaydedebilmişiz sorgulamamız gerekir. Birçok alanda mukayese dahi edilemeyecek ölçüde gelişirken, salgın hastalıkları önleme konusunda bir arpa boyu yol alamamış olmak beni oldukça üzüyor. Aynı zamanda, günümüzde havaalanı ve gümrük kapılarına benzer sistemleri uyguluyor olsaydık, salgın hastalık bu derece yayılır mıydı acaba?
Karantina Adası ‘nda Hayat Durmuş
Urla Karantina istasyonu salgın hastalıkların risk olmaktan çıktığının düşünülmesiyle terk edilmiş. En son 1952’de Kore Savaşı’ndan dönen asker kafilelerin karantina uygulaması için kullanılmış. O tarihten bu yana adanın karantina istasyonunun bulunduğu batı kesimi ziyarete kapatılmış. Harabeleşmeye başlayan görüntüsüyle de yaşanmışlıkların getirdiği gizem, daha çekici hale gelmiş. İzmir’in Urla ilçesindeki Karantina İstasyonu’nun dünyada birkaç benzeri var. Ama tescilli ve tam teşekküllü olarak inşa edilmiş, günümüzde dahi kullanılabilir ölçülerde olması sebebiyle dünyadaki tek örnektir.
Şu vakitlerde adada, sağlık alanında eğitimlerde kullanması için bir tesis bulunuyor. Ayrıca istasyon ve adanın bakımı için görevlendirilmiş kişi ve aileler buradaki lojmanlarda yaşamaya devam ediyorlar. Karantina istasyonu Karantina Müdürlüğünden izin alınarak ziyaret edilebiliyor. Yakın zamanda istasyonun müze haline getirilmesi planlanıyor.
EK BİLGİ: 335’te Büyük İskender tarafından yaptırılan bir yolla anakaraya bağlanan adadaki 6000 yıllık antik Klazomenai kentine ve Roma-Helenistik döneme ilişkin yapıların taşlarının büyük bölümü sökülerek adadaki binaların ve adayı karaya bağlayan yolun yenilenmesinde kullanılmış.
Birçoğumuzun varlığından dahi haberdar olmadığı bir konu üzerinde durduk bugün. Bu tür değerlerin daha özenli muhafaza edilmesini temenni ediyorum. Karantina Adası bir an önce hak ettiği değeri görmelidir. Karantina Adası Nedir? Karantina Adası’nın önemi nedir? gibi sorulara yanıtlar ararken Karantina Adası ‘nın hikayesi de ortaya çıkmış oldu. Bir sonraki yazımızda görüşmek dileğiyle…
Bu Yazımızı Sevebilirsiniz! Uzun Yaşamın Sırrını Çözen Okinawa Sakinleri
Eğer İzmir Karantina Adası Hakkında Bilgi Verdiğimiz Yazımızı Beğendiyseniz, Sosyal Medya Hesaplarınızdan Yazımızı Paylaşarak, Bize Destek Olabilirsiniz.
Kaynaklar:
+ There are no comments
Add yours