Doğu Akdeniz ‘de Neler Oluyor? Kim Haklı?

Doğu Akdeniz-LEVTEMS

Medeniyetlerin kesişim noktası AKDENİZ’den bahsetmek istiyorum bugün sizlere. Biraz özelleştirmek gerekirse zengin yeraltı kaynaklarının olduğu düşünülen Doğu Akdeniz ‘e yapacağız yolculuğumuzu. En önemli düğümün çözüleceği yer olduğunu siz de gözlemliyor musunuz? Haydi gelin sadece Türkiye’de değil bölgede son 10 yılda yaşananlara bir göz atalım.

Düz ilerleyelim, Arap Baharı’ndan Suriye’ye, oradan da Irak’a kadar uzanalım. Sağa dönüp ARAMCO’ya drone ile yapılan saldırılardan, KAŞIKÇI suikastına kadar gelelim. Sonra sola dönelim ve Covid-19 ile sarsılan devletlerden, ekonominin durmasına kadar ilerleyelim. Hepsinin büyük bir planın parçaları olduğunu daha iyi görebiliyor musunuz?

 Yeni dünya sistemi kurulmadığı için dalgalanma daha devam edecek gibi duruyor.Bilinen fiziki savaşı göreceğimizi zannetmiyorum ama soğuk savaştan sonra devam etmekte olan ticaret savaşlarının benzeri bir senaryoyu, bu coğrafyada da deneyimleyebiliriz. O da ihtimaller arasında üst sırada durmakta.

Her ne şekilde olursa olsun taht oyunlarının yeni adresi Doğu Akdeniz. Üstelik bu bir SIR da değil.  Kimilerine göre Yeni Dünya Düzeni için gerekli olan 7 olgu tamamlandı. Bundan dolayıdır ki Final Doğu Akdeniz ‘de olabilir… Şahsi görüşlerimi de harmanlayacağım özel bir konuya giriş yapmış bulunuyoruz. Kelimelerin sihirli dünyasından aldığım yardımla, bu taht oyunlarının ne ifade ettiğini çözümlemeye çalışacağım. Keyifli okumalar.

Türkiye-Doğu Akdeniz

İlginizi Çekebilir! Sensör Nedir? Arabaların Duyu Organlarını Biliyor Musunuz?

Esas Rakibimiz Kim?

Ocağın altını yakmadan evvel birkaç hususta fikir belirtmek istiyorum. ‘Filler tepişir, çimenler ezilir.’ Sözünün aksine Yunanistan ve Güney Kıbrıs yıllardır sürdürdükleri stratejiyle ‘Acaba haksız da olsak bir şeyler koparabilir miyiz?’ görüşündeler. Piyon görevini üstlendikleri bu kavga, aslında onların boyunu fazlasıyla aşıyor. Tabir-i caizse adeta bu iki ülkeyi ‘yemleyen’ Fransa’nın başını çektiği Avrupa Birliği ve ABD en az bizim kadar haklılığımızın farkında. Belirtmeliyim ki hem uluslararası hukuk hem de legal olmak yönünden hakkımız olan dışında hiçbir iddiamız yok. Tabii ki bu durum, ülkeleri hamle yapmaktan şu anda alıkoyuyor.

Ankara-Paris Hattında Yeni Cephe: Doğu Akdeniz

Erdoğan Macron Doğu Akdeniz

Türkiye’nin Doğu Akdeniz ’de Oruç Reis gemisi ile hidrokarbon arama faaliyetinde bulunması, aylardır bölgede huzursuzluk yaratan Fransa, Yunanistan ve Rum Kesimi’nin galeyana gelmesine vesile oldu. Hali hazırda son dönemde Ayasofya, Suriye ve Libya konusunda tansiyonun yüksek olduğu Ankara-Paris hattında adeta yeni bir cephe açıldı: Doğu Akdeniz!

Libya’da Fransa, Libya Ulusal Ordusu lideri Genel Halife Hafter’in yanında yer alırken, Türkiye ise Birleşmiş Milletler’in de tanıdığı Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti’ni meşru güç olarak kabul ederek destekledi. Enternasyonel boyutta bu durum Türkiye’ye kazanç olarak yorumlandı.

Suriye’de ise terör örgütü YPG’ye silah yardımı yapan ülkeler arasında yer alan Fransa, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyindeki askeri operasyonlarını da sık sık eleştiriyordu.

Öyle ki Türkiye’nin Suriye’deki askeri operasyonlarını tepki gösteren Macron, geçen aylarda bir dergiye, ‘’NATO üyesi Türkiye’nin çıkarlarımızın söz konusu olduğu bir bölgede, koordinasyonsuz saldırgan eylemleri var” demiş ve “Türkiye uzun vadede NATO’da olmayacak mı?” sorusuna “Böyle diyemem. Türkiye’yi NATO’dan dışlamak çıkarımıza değil ama belki de NATO’yu yeniden gözden geçirmeliyiz” yanıtını vererek yeni bir tartışmanın fitilini alevlemişti.

Fransa ile Türkiye arasında son aylarda yaşanan bir diğer gerilim de Ayasofya’dan çıkmıştı… Ayasofya’nın ibadete açılması kararı Paris’in tepkisini çekmişti.

Öyle ki o dönemde açıklama yapan Fransa Dışişleri Bakanı Le Drian, bu karardan memnun olmadıklarını dile getirmişti.

Peki Fransa’nın Bizle Derdi Nedir?

Esas sorun Türkiye’nin Kıbrıs açıklarında doğalgaz aramaya başlaması oldu ve iki NATO üyesi Fransa ile Türkiye arasındaki gerilimi tetikledi. Çünkü Güney Kıbrıs Rum Kesimi, Kuzey Kıbrıs ve Ankara’nın tepkisine rağmen, bölgede doğalgaz arama ve çıkarma haklarını Fransız şirketi Total’e vermişti

Bunun üzerine Türkiye, Libya’yla geçen sene deniz yetki alanı mutabakatı yaptı ve bu anlaşmaya Atina’nın yanı sıra Fransa dahil, İtalya, İsrail, Mısır, Lübnan dahil diğer Akdeniz ülkeleri de tepki gösterdi. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın (TP) ruhsat alanları o dönemde gerilim yaratmıştı. Hatta Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Ocak 2020 sonunda Yunanistan Başbakanı Miçotakis ile görüşmesinin ardından bölgeye Fransız savaş gemilerini göndermeyi teklif etmişti.

Macron, 23 Temmuz’da Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Anastiades ile Paris’te yaptığı görüşme sonrası da Avrupa Birliği’ne Türkiye’ye Doğu Akdeniz’deki sondaj çalışmaları nedeniyle yaptırım uygulaması çağrısında bulundu. Macron, Türkiye’yi Yunanistan ve Kıbrıs’ın deniz yetki alanını ihlal etmekle suçladı ve Türkiye’nin eylemlerini “provokasyon” olarak tanımladı.  Yani Fransa’nın tepkisi tamamen ‘duygusal’ nedenlere dayanıyor.

Doğu Akdeniz Meb

İlginizi Çekebilir ! Kutsal Bilgelik- Ayasofya Hakkında Az Bilinenler

Doğu Akdeniz ‘de Ana Sorun: Kıta Sahanlığı Meselesi

“Üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye’nin kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge (MEB) ilan etme hakkı bulunmaktadır.”

BM Deniz Hukuku Sözleşmesine göre, bölgeye kıyısı bulanan ülkelerin, diğerleri üzerinde bölgedeki haklarını sınırlandırma yetkisinin olmayacağı belirtilmiştir. Ülkelerin yalnızca 200 mil haklarının kullanıldığı bu bölgelere Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) denirken, bahsedilen rezervlerin olduğu alanda çakışma yaşanması dolayısıyla ülkeler BM’ye sundukları MEB anlaşmaları yanında, kendi aralarında da ikili anlaşmalar yapma yoluna gitmişlerdir.

Bu bağlamda ilk olarak 1986 yılında Karadeniz’de 200 millik MEB ilan edilmiştir. Türkiye, Doğu Akdeniz ’de en uzun ana kara kıyı hattına sahip ülkedir. Türkiye’nin Doğu Akdeniz ’deki kıta sahanlığı ve MEB sınırları belirleyen üç unsur bulunmaktadır; 2011 tarihli Türkiye-Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyet MEB anlaşması, Türkiye-Mısır ana karalar arası ortay hattı, 2019 tarihi Türkiye-Libya MEB anlaşması bulunmaktadır.

İsrail, Mısır ve Lübnan’ın GKRY ile imzaladığı MEB anlaşmaları neticesinde ise Türk kıta sahanlığının göz ardı edilmesi ve Türkiye’nin Doğu Akdeniz ’den yok sayılmış olma durumu söz konusu haline gelmiştir .GKRY’nin tek başına söz hakkına sahip olduğunu düşünmesi, Türkiye’nin KKTC üzerindeki koruyucu tavrı nedeniyle oldukça eleştirilen bir durumdur. Bu nedenle Türkiye, GKRY tarafından ilan edilen MEB bölgelerini tanımamış ve kendi gibi KKTC’nin haklarını da korumak amacıyla GKRY ile anlaşma yapan ülke ya da o ülkelerin arama ve üretim çalışmaları yapacak şirketlerine izin vermeyeceğini duyurmuştur.

Yunanistan’ın, Türkiye’yi Anadolu’nun güneyinde ufak bir deniz yetki alanına hapsetmeyi hedefleyen tek taraflı tezleri deniz hukukuna göre tam manasıyla hükümsüzdür.

Bu Yazıyı Hala Okumadınız Mı? Küresel Bir Elektrik Kesintisi Nasıl Yaşanabilir?

Bundan Sonra Doğu Akdeniz ‘de Ne Yapmalıyız?

Müstafi Tümamiral Cihat Yaycı, “Hiç vakit kaybetmeden İsrail ve Lübnan ile de antlaşma yapmışçasına Doğu Akdeniz’de ivedilikle MEB ilan edilmeli”

Özellikle Doğu Akdeniz ve Adalar Denizi sorunu ile ilgili yaptığı çalışmalar ve eylemler nedeniyle Yunanlar tarafından hedefe konulan Amiral Cihat Yaycı, Yunanistan ile Mısır arasında imzalanan MEB anlaşmasını anlattı. Türkiye’nin Akdeniz’de MEB ilan etmesi gerektiğini söyleyen Yaycı, Zira Yunanistan’ın bundan sonraki adımı Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile MEB antlaşması imzalamak olacaktır. Bunun da haberleri Yunan ve Rum basınında yayılmaya başlamıştır. Bu nedenle  hiç vakit kaybetmeden İsrail ve Lübnan ile de antlaşma yapmışçasına Doğu Akdeniz’de ivedilikle MEB ilan edilmelidir.” dedi.

Daha fazlası için tıklayınız.

Yeni bir sistemin bir an önce gelmesi için  Doğu Akdeniz de masada…
Bunu bilip ona göre adım atmakta büyük fayda olduğunu düşünüyorum.

Görünen güçlerin arkasında veya ”derin” taraflarda ana unsurların kimler olduğunu bilmiyoruz.Petrolün her damlasında imzası olan ve sahibinin tam olarak kimler olduğu bilinmeyen bir gölgenin adımları dikkatle izlenmeli… Almanya’dan Fransa’ya, Papa’dan Miçotakis’e kadar herkes AKDENİZ’e uzanıp bizi rahatsız etmişken olan bitene biraz farklı gözle bakmakta fayda var… Aklın ve diplomasinin hiç olmadığı kadar önem kazandığı bir noktadayız… Piyonlara dikkat ederek yavaş yavaş ama aynı zamanda çevik hareket etmeliyiz…

You May Also Like

More From Author

4Comments

Add yours

+ Leave a Comment