Fotoğraf Makinesi Nedir? Fotoğraf Çekmek Neden Önemlidir?

Bir filmde insan zamanı durdurmak istediği yere aittir diye bir replik vardı. Şöyle bir düşünüce aslında gerçekten de tüm kapılar oraya açılıyor bir süre sonra. Kaybettiğimiz birçok insanla olan güzel günlerimiz, mutlu anılarımız, paylaştığımız dertli günlerimize bile bir özlem oluşuyor içimizde. Yani gözümüz ne olursa olsun arkada kalıyor biz istesek de istemesek de. İlklerimiz, doğum günlerimiz, çocukluk anılarımız, düğünlerimiz, bayramlarımız…Bir sürü güzel anı bir süre sonra silikleşiyor hafızalarımızda. Sonra umulmadık anda elimize geçen bir fotoğraf karesi, tüm sahneyi yeniden kuruyor hayatımıza. İşte bugün fotoğraf makinesi ve hayatımızdaki giriş, gelişme kısımlarına, ilave olarak da önemine göz atacağız.

Fotoğraf makinesinin önemi

Fotoğraf Makinesi Tarihi

Fotoğrafçılığın başlangıç tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Fotoğraf tarihi karanlık kutu içinde görüntü elde etmenin tarihi olduğu kadar, bu görüntüleri fotokimyasal yollarla saptamanın da tarihidir.

Fotoğraf makinesinin Tarihi

İlginizi Çekebilir! Fotoğraf Makinesinin İcadı ve Tarihteki İlk Fotoğraflar

10. yüzyılda Müslüman bilgin İbn-i Heysem gümüş nitrat’ın güneş ışığı etkisiyle karardığını bulması ve 15. yüzyılda büyük sanatçı Leonardo da Vinci‘nin karanlık odada mevcut ufak bir deliğin dış dünyadaki görünümlerini aksettirmesi, fotoğrafçılık tarihindeki önemli başlangıçlardır. Sanatçılar Rönesans devrinde karanlık kutuyu buldular. Böylece, ışığın girdiği ufak bir delik aracılığıyla karanlık kutunun öbür ucunda konunun ters çevrilmiş bir görüntüsü görülebiliyordu. 18. yüzyılda karanlık kutunun bir ucuna mercek ve diğer ucuna da buzlu cam konularak görüntü, kutunun dışında görülebilir hale getirildi. Böylece ilk fotoğraf makinesi temelleri atılmış oldu.

Yani ilk heyecanlı adımlar bu şekilde atıldı. Aslına bakılırsa çocukluğuma dair çok az fotoğraf sahibi olduğum için içimde hep bir yara olmuştur bu konu. Hala ne zaman konusu açılsa ufak ufak laf dokundururum evdekilere. Zaman su misali akıp gidiyor, elimizde sadece hatırladığımız kadarıyla anılar ve fotoğraflar kalıyor.

İlk Fotoğraf Makinesi Çalışmaları

Niepce ile başlayan fotoğraf ve fotoğraf makinesi çalışmaları 1829’da Jacques Mande, Daugerre ile birleşip 1837’de Daugerreotype’ı ortaya koymalarıyla birden gelişim göstermeye başladı. Bu işlem gümüşle karıştırılmış bakır bir levhanın sünger tozu ve zeytinyağı ile silindikten sonra 1/16 oranında su ve nitrik asit birleşiminde yıkanıp hafif bir ateşte ısıtılmasını ve ikinci defa nitrik aside batırılmasını gerektiriyordu. Böylece hazırlanan levha iyoda batırılıp makineye yerleştiriliyor, ışık durumuna göre 5 ile 40 dakika poz veriliyordu. Elde edilen görüntü 47.5 °C ısıdaki cıvayı kapsayan bir tepsinin içine konulana kadar ortaya çıkmıyordu.

1840 yılında ışığı 16 kere fazla geçiren bir mercek kullanılarak poz süresi düşürüldü. Daugerre tipi ile elde edilen görüntü çok net olmakta ise de gümüş bakır karışımı levhanın kolayca kırılması ve bu yönden çok pahalı olması fazla gelişmesini önledi.

Şimdilerde ‘gülümseyinnn çekiyorummm’ cümlesine ne zorluklar sığmış geçmişte…

Fotoğraf Kelimesinin İlk Kullanımı

Aynı süreler içinde Henry Fox Talbot bir takım kimyasal maddelere batırılmış kâğıtlar üzerinde görüntü elde etmeyi başardıysa da yavaş yavaş kararması ve görüntünün net olmaması nedeniyle kolayca unutuldu. Ancak Talbot’un bu buluşu için ilk defa “FOTOĞRAF” kelimesi kullanılmıştır. Bir süre sonra da negatiflerin pozitife çevrilmesi başarılmıştır. Böylece modern fotoğrafçılık ve fotoğraf makinesi temelleri atılmıştır.

Daha sonra fotoğraf kâğıtları, yumurta akına batırılarak pürüzsüz bir yüzey elde edilmiştir. Ancak bu yöntem ayrıntıları ortaya çıkarmakta başarısız olmuştur. Yumurta akının iyotlaşması ise başarılı sonuç vermiştir. Bundan sonra ıslak levha yöntemi daha sonra da kuru levha yöntemi bulunmuştur.

Bu Tarihlerde Fotoğraf Çekebilmek İçin Ulaşılabilmiş En Büyük Poz Süresi 1/25 Saniye

İlginizi Çekebilir! Her Biri Birbirinden Güzel Ve Anlamlı 6 Kısa Film

Saniyeler, süreler, verilen pozlar, çekilen fotoğraflar…İnsan düşününce ilk hep mutlu anlar geliyor aklına. Mutlu günlerin fotoğrafları varmış gibi sadece. Oysa zaman bize pişmanlıkların, acıların, ayrılıkların da fotoğrafını çektirir fotoğraf makinesi aracılığıyla ama ruhumuz duymaz. Sonra ansızın bir gün tozlu bir raftan inen albümün sayfalarını karıştırırken ansızın kış gelir, yağmur bulutları hemen gözlerinize yerleşir. O zaman anlarsınız acının, yalnızlığın, ayrılığın fotoğrafı da çekilir….

1888 yılında George Eastman, Kodak makinelerinde 10 poz çekebilen bromür kaplı Jelatin rulolar bulunan Kodak fotoğraf makinelerini piyasaya sürerek çok büyük aletler taşıması gereken fotoğrafçıya kolay hareket imkânı sağladı. Fotoğraf çekildikten sonra makine fabrikaya gönderiliyor ve jelatin film kâğıttan ayrıldıktan sonra bir cam üzerine yerleştiriliyor ve sonra yeniden makineye film doldurularak sahibine iade ediliyordu.

1870’te Hermann Vogel emülsiyonları muhtelif banyolara batırılarak duyarlılıklarını arttırma yolunu buldu. 1880 yılında kırmızıya karşı duyarlılığı çok sınırlı olan ortokomatik filmin yanında, pankromatik filmler ortaya çıktı. Fotoğraf 19. ve 20. asırda değişik astigmat merceklerin, selüloz asıllı filmlerin kullanılması, fotoğraf makinesi ve film sanayinde gelişmelerle günümüzdeki durumuna geldi.

Peki Tarihte Çekilen İlk Fotoğraf Nasıldı? O Kareye Neler Sığmıştı?

Tarihte çekilen ilk fotoğraf

İlginizi Çekebilir! Uzun Yaşamın Sırrını Çözen Okinawa Sakinleri

Tüm bu uğraşların sonunda tarihte ilk fotoğraf Fransız mucit Joseph Nicephore Niepce tarafından 1814 yılında çekildi.

Bugün basit bir fotoğraf makinesi ile dahi saniyenin 8000’de biri hızında bir kare elde edebilmek mümkünken Niepce’nin çektiği fotoğrafın yaklaşık 8 saat sonunda oluştuğunu söylesek o günden bugüne nasıl bir gelişme sağlandığını biraz anlatmış oluruz belki.

 Tarihte çekilen ilk insan fotoğrafının sahibi ise Fransız ressam ve kimyager Louis Jacques Mande Daguerre. 1839 senesinde evinin penceresinden çektiği fotoğrafla tarihe not düşen Daguerre’in bu fotoğrafında ayakkabılarını cilalatan bir adam görünüyor.

Fotoğraf çekilmek, bunları gözü gibi bakıp saklamak, anılara sahip çıkmak ne kadar kıymetli ve güzelse, fotoğraf çekmek de o kadar güzeldir bence. Tabii ki o anı yakalayıp, çekebilene…

Sevgili Ara GÜLER’e saygılarımla…

    ‘’En iyi fotoğraf makinesi en iyi fotoğrafı çekseydi, en iyi daktiloya sahip olanda en iyi romanı yazardı.’’

Eğer Yazımızı Beğendiyseniz, Sosyal Medya Hesaplarınızdan Yazımızı Paylaşarak, Bize Destek Olabilirsiniz.

You May Also Like

More From Author

1 Comment

Add yours

+ Leave a Comment