DOĞADAN İLHAM ALAN TEKNOLOJİLER

 Doğa; görmeyi ve düşünmeyi bilenler için birçok fikir sunan devasa bir sınıftır. Bu özelliği ile insanlık tarihi boyunca ilgileri hep üstüne çekmiştir. Hangimiz bir kuşu izlerken uçmak istemedik ki? Bu ilgi biyomimetik bilim dalını ortaya çıkarmıştır. Biyomimetik bilim dalı doğadaki modelleri inceleyen, taklit eden ve bunlardan ilham alarak çözümler üreten bir bilim dalıdır. İşte hayatımızı kolaylaştıran, doğadan ilham alan teknolojilerden birkaçı:

doğadan ilham alan teknolojiler

1. Yusufçuk Böceği ve Helikopter

 Yusufçukların uçuş sistemi bir tasarım harikasıdır. Yusufçuğun vücudu halkalı bir yapıya sahiptir. Çaprazlama yerleşmiş iki çift kanatları vardır. Bu yapı sayesinde uçuşu hangi yönde ve hızda olursa olsun aniden durup ters yönde uçmaya başlayabilirler veya havada sabit durabilirler. Çok kısa bir zamanda saatte 40 kilometreye ulaşabilirler. Zırhı çok sağlam ayrıca esnektir. Görme yeteneği de kusursuzdur. Yusufçuk gözü dünyanın en iyi böcek gözü olarak kabul edilmiştir. Yusufçuğun tüm bu özellikleri dünyanın önde gelen helikopter üreticisi Skorsky’in asker ve mühimmat taşımak için ürettiği helikoptere ilham olmuştur.Helikopterler doğadan ilham alınarak yapılan teknolojilere çok güzel bir örnektir.

2. Balıkçıl Kuşlar ve Hızlı Tren

Hızlı tren ilk çıktığı zamanlarda oldukça gürültülüydü. Mühendisler bu sorunu da doğadan ilham alarak çözdüler. İlk olarak baykuşlardan esinlendiler. Kuşlar uçuş sırasında hava girdapları oluşturur. Hava girdabı büyüdükçe çıkan ses de büyür. Baykuşların tırtıklı kanat yapısı küçük girdaplar oluşturur ve baykuşlar sessiz uçarlar. Mühendisler baykuşların bu özelliğini kullanarak gürültüyü oldukça azaltmıştır. Daha sonra trenler tünellere girip çıkarken ses patlamaları sorunu ortaya çıktı. Bu sorunu da yalıçapkını kuşundan ilham alarak çözdüler. Yalıçapkını kuşunun suya dalması ve trenin tünele girmesi birbirine oldukça benziyordu. Yalıçapkını kuşu az dirençten çok dirence dalıyordu. Tünelin içindeki ve dışındaki basınçta böyledir. Yalıçapkını kuşunu inceleyen uzmanlar trenin burnunu yalıçapkını kuşunun gagasını taklit ederek yeniden tasarladılar ve bu problemi de çözdüler.

Doğadan ilham alınarak tasarlanan hızlı trenler

İlginizi Çekebilir! Uzay Hakkında Hiç Duymadığınız Şaşırtıcı 10 Bilgi

3. Yunus ve Sonar Sistemler

 Sonar, ses dalgalarını kullanarak cisimlerin boyut, uzaklık gibi özelliklerini anlayabilmemize yarayan, doğadan ilham alınarak üretilmiş bir alettir. Yunusların kafatasının altında mükemmel işleyen doğal sonar sistemleri vardır. Yunuslar insan kulağının algılayamayacağı büyüklükte ses dalgaları yayarlar. Bu dalgalar kafalarının ön kısmında yer alan “kavun” denilen bölgeden yayılır. Sonar dalgasının bir engelle karşılaştığı zaman ürettiği  yankıları değerlendirerek zifiri karanlıkta kendilerinden 3 km uzakta duran iki ayrı maddeyi bile ayırt edebilirler. Balık sürüsü içindeki tek bir balığı izleyebilir, kumun altında gizlenen bir balığı bulabilir, on metre uzaktaki varilin içinde ne olduğunu anlayabilirler. Yunusların bu mükemmel sistemi uzmanlara ilham kaynağı olmuştur. Gömülü mayınları bulma, petrol ve doğalgaz endüstrisinde pek çok alanda bu özelliği kullanmayı planlamaktadırlar.

Doğadan ilham alınarak tasarlanan sonar ses dalgaları.

4. Yarasalar ve Radar Sistemi

Karanlığı seven ve gece avlanan yarasalar neredeyse tamamen kör diyebiliriz. Görme duyuları yerine ses-yankı sistemlerini geliştirmişlerdir. Yarasalara bu özellikleri nedeniyle canlı radar diyebiliriz. Yarasalar, ultrason adı verilen saniyede 20.000 titreşimin üzerinde ses dalgaları yayarlar. Bu sesler insanlar tarafından algılanamaz. Bu ses dalgaları bir canlıya, nesneye çarpıp yansır. Bu yansıma ile hareketlerini, yönlerini belirlerler. Radar sistemi de bu şekilde doğadan ilham alınarak geliştirilmiştir.

Yarasadan ilham alınarak tasarlanan ultrason teknolojisi

İlginizi Çekebilir! Netflix Nasıl Kuruldu? İşte Netflix’in Yükselişi!!

5. Lotus Bitkisi ve Cephe Kaplama Malzemesi

 Lotus bitkisi, çamurlu ve kirli ortamlarda yetişen buna rağmen sürekli temiz kalabilen bir bitkidir. Lotus bitkisinin üzerinde minik noktalar vardır. En ufak bir toz taneciği bitki üzerine geldiğinde hemen yapraklarını sallar ve toz taneciği belli noktalara doğru itilir. Bir damla yağmur suyu, zayıf şekilde tutunmuş olan toz taneciklerini hemen götürür. Kendi kendini temizleyen bir yaprağa sahiptir. Lotus bitkisinin bu özelliğini keşfeden uzmanlar doğadan ilham almıştır. Lotus bitkisinin yaprağı gibi yağmur suyunu kullanarak kirden arınan bina cephe kaplama malzemesi üzerine çalışmalar yapılmıştır. “Lotusan” adında bir cephe kaplama malzemesi ISPO Alman şirketi tarafından üretilmiş ve “ deterjana gerek olmadan 5 yıl kendini temiz tutacağı garantisi” verilmiştir.

Lotus bitkisi ve cephe kaplama teknolojisi

Bu yazıyı Okudunuz Mu! En Kaliteli Ve Anlamlı Mesajlar İçeren 7 Reklam

6. Tavuk ve Otokontrol Sistemi

 Tavukların reklam yıldızı olmalarını sağlayacak kadar güçlü bir otokontrol sistemleri vardır. Lüks otomobil markası Mercedes; tavuklardan, doğadan ilham alarak çektiği bir reklamla çok ilgi çekmiştir. Tavukların vücutları hareket halinde olsa bile başları sabit kalabilir. Bu özellikten ilham alınarak geliştirilen teknoloji sayesinde hareketli durumlarda daha net görüntüler alınabilmektedir. Bu sayede daha dengeli ve konforlu bir sürüş elde edilmektedir.

7. Ayçiçeği ve Güneş Panelleri

Günümüzde yenilenebilir enerji kaynaklarının önemi gittikçe artmaktadır ve enerji kaynaklarını daha verimli kullanmanın yolları aranmaktadır. Bu enerji kaynaklarından biri olan güneş panellerinin daha verimli olması için ayçiçeğinden ilham alınmıştır. Bildiğiniz üzere ayçiçeği sürekli Güneş’i takip eder. Ayçiçeğinin bu özelliği kullanılarak tasarlanan güneş panelleri sürekli Güneş’i takip ediyor ve Güneş enerjisini en verimli şekilde soğuruyor.

8. Böcekler ve Robot Teknolojisi

 Robot teknolojisi doğadan ilham alınarak başladı ve gelişiyor. Özellikle böcekler, robot teknolojisi için büyük bir ilham kaynağı. Örneğin hamam böcekleri.  Hamam böcekleri engebeli yüzeylerde çok hızlı ilerleyebiliyorlar, sıkışmaya karşı dirençleri çok yüksek ve kendi ağırlıklarının 900 katına kadar dayanabiliyorlar. Hamam böceklerinin bu özelliklerinden ilham alarak ufak yerlerden geçebilecek robotlar geliştirilmiştir. Bir diğer örnek su üzerinde durabilen “ Water Strider” isimli böcek.  Water Strider üzerinde yapılan araştırmalar ile birebir taklit sonucu robotlar geliştirilmektedir.

Bu Yazımızı Da Okumak İster Misiniz? Hollanda Nasıl Bisiklet Ülkesi Oldu?Fosil Yakıtın Sonu Geliyor!

 Doğa insan varlığının devam edebilmesi, gelişebilmesi  için sahip olduğumuz en büyük ve en değerli hazine.  Bu nedenle sizden ufak bir şey rica etmek istiyorum. Lütfen küçük bile olsa doğa için bir şeyler yapmaya devam edin. Teşekkürler 🙂

Kaynakça: Onedio, Biymed

You May Also Like

More From Author

6Comments

Add yours

+ Leave a Comment